Hafız Türkler

Günümüzde hafız Türkler boy ölçüşüyor. Ana dili Türkçe olup Arap gramer yapısına hâkim olmayan, dil ve ses bilgisine sahip olmayan gençlerimiz ezbere Kuran okuyorlar. Bir hafız yetiştirmek neredeyse iki yıl sürüyor. Bu iki yıl boyunca tarafsız bir çeviri ile veya karşılaştırmalı olarak Türkçe çevirisini okuyup aynı zamanda Arapça kursuna gidilebilir ya da kendi imkanlarıyla Arapça öğrenedebilir. Nitekim gençlerimiz hafız olmaya çalışırken insan olmayı unutuyorlar. İçindeki hükümleri hayatlarına uygulamak yerine, anlamadıkları bir dili beyinlerine zorla empoze ediyorlar. Kuran kursu yoktur, Kuran okunur ve anlanır. Dolayısıyla hayata uygulanır. İlahiyat fakültelerinde, imam hatip liselerinde ve Kuran kurslarında maalesef gençlerimizin ve çocuklarımızın psikolojileri bozuluyor. Hatta hocalarına bile karşı geliyorlar, sıkılıyor ve yılgınlık duyuyorlar. Aslına baktığımız zaman acı bir tablo ile karşılaşıyoruz. Haklılar. Çocuklara/Gençlere bilmedikleri sesleri dayatırsak elbette bıkarlar. İlk önce Allah’ın sevgisi, merhameti ve şefkati öğretilmeli ondan sonra doğruyu ve yanlışı ayırt etme ve ahlak ve etik kuralları gibi dinin temel prensipleri öğretilmeli.

Hz. Ömer ne güzel söylemiş;

‘’Korkarım ki insanlar kendilerini Kuran’ı ezberleme işine kaptırır, onu anlama işini ihmal ederler…’’

Kuran kurslarında Kuran’ın ne dediğini değil de Arapça harflerin nasıl okunduğunu öğretmeye devam ettiğiniz sürece kimse gelişmiş, erdemli ve ahlaklı bir toplum beklemesin…

                                                   Alperen Şimşek